31 Ocak 2009 Cumartesi

Teknik Adam Değişikliği


Sizce Avrupa’nın en formda takımı hangisi? Real Madrid’in hocası Schuster kovulmadan önce Barcelona için “Bu yıl onların yılı, önlerine geleni deviriyorlar, Nou Camp’ta onları yenmek imkânsız” yorumunu yapmıştı.

Barcelona
Barcelona dört yıl süren Rijkaard döneminde İki La Liga şampiyonluğu ve bir şampiyonlar ligi şampiyonluğu kazandı. Kan değişikliğine ihtiyaç duyulunca göreve etkili pasın efendisi, Guardiola getirildi. Guardiola uzun yıllar Barcelona’da oynamış ve kaptanlık yapmış, futbol hayatı sonlanınca da kulübün altyapısında görev almıştı. O işe başlamadan önce Ronaldinho, Zambrotta, Deco, Oleguer, Dos Santos takımdan ayrılmış, yerlerine Keita, Pique, Alves, Hleb gibi isimler takviye edilmişti. Bu seneki başarıya gelirsek, takım şu anda ligde altı puan farkla lider, ŞL’ de iki maç önceden gruptan çıktılar. Gol ortalaması üçün üzerinde. Gelenlerin gidenlerden daha büyük isimler olmadığını bu yüzden de başarının tamamının futbolculara ait olmadığını düşünüyorum. Oyunun şekliyse Cruyff döneminden bu yana aynı; pas oyununa ve verkaçlara dayalı hücum futbolu, rakibi kendi yarı alanına hapsedip kanatlardan Messi ve Henry ceza alanına dalarken, onların boşalttıkları alana Alves ve Abidal bindirme yapıyor sadece bu yıl ara sıra defansın arkasına 40–50 metrelik uzun toplar da atmaya başladılar.

Bayern
Barcelona gibi Avrupayı sallayan bir diğer takım da Bayern. Geçen hafta ligde lider Hoffenheim’ı, ŞL’ de deplasmanda Lyon’u geçtiler. Onlar da Hitzfeld’le yolları ayırıp (O da nedense dünya futbolunda kıymeti bilinmeyenlerden, 2001’ de Bayern’le ŞL kazanmıştı ) sezona eski oyuncuları, efsane golcü Jurgen Klinsmann ile başlamışlardı. Kadrodaysa kaleci dışında ciddi bir değişiklik olmadı. Klinsmann da Hitzfeld’in oyununu fazla değiştirmedi.

Hem Guardiola hem de Klinsmann ilk iki haftayı galibiyet alamadan kapamışlardı. Kimse onlar için ‘futbolcularla fazla içli dışlı, daha önce hangi kupayı kaldırmış ki, karizmatik değil’ falan demedi. Ne Guardiola’nın ne de Klinsmann’ın başka takımlarda görev alsalar (mesela Chelsea veya Milan) başarılı olabileceklerini düşünmüyorum.5–6 yıl sonra belki. Zaten başka hiçbir üst düzey takımdan da teklif almadılar ama ikisi de kulüplerin hem kadro yapısını, hem idari yapısını, ligin futbol anlayışını, altyapı organizasyonunu, oyuncuların hangi sistemde verimli olabileceklerini çok iyi biliyorlar. Bu bile takım –hoca valsinin uyumu için yeterli olabiliyor.(Bu isimlere altyapıdan birinci adamlığa geçiş yaptığı Real Madrid’le iki ŞL kazanmış olan, ama ulu bilge Reha Muhtar’ın futboldan anlamadığını ileri sürdüğü Del Bosque de eklenebilir.)

Soru şu:
Futboldan çok iyi anladığını iddia edip, FB tarihinin en başarılı hocası Zico’yu gönderen, kulüp yapısını çok iyi bilen Aykut Kocaman’ı düşünmeyen (ki Sayın Kocaman, Zico’nun oynattığı oyunun çabuğunu oynatıyor) Aziz Yıldırım mı futbolu daha iyi yorumluyor, yoksa Bayern ve Barcelona yönetimleri mi? Peki ya Aragones sonrası? Her şey sil baştan. Tıpkı son dört sezondur farklı farklı oyun anlayışlarına sahip Rıza Çalımbay, Tigana, Sağlam ve Denizli ile başarıdan başarıya koşan Beşiktaş gibi…

Hiç yorum yok: