25 Nisan 2009 Cumartesi

klişeler


Sivasspor-Trabzonspor maçına ilişkin bir açıklama... Bülent Uygun'dan...
Futbol cümle içeriğinin tekrarlar ve klişelerle ne denli dolu olduğunun tipik bir örneğidir bu alıntı:

"Şu anda bütün rakiplerimizin önündeyiz. Biz kazandığımız sürece rakiplerimizin alacağı sonuçlar, bizi ilgilendirmeyecek. Şampiyonluk yarışındaki en önemli rakiplerimizden birisi de Trabzonspor. Bu nedenle bu maç, 6 puan değerinde. Biz de bunun bilinci içerisindeyiz. Kendi evimizde ve seyircimizin önünde oynamanın avantajını da kullanarak sahadan galibiyetle ayrılmak ve yolumuza emin adımlarla devam etmek istiyoruz. Sezon sonunda ipi ilk sırada göğüsleyerek taraftarımızı mutlu etmek istiyoruz."
___________________________

Bakalım bu klişelere:

1)"Biz kazandığımız sürece rakiplerimizin alacağı sonuçlar, bizi ilgilendirmeyecek..."
2)"...en önemli rakiplerimizden birisi..."
3)"...bu maç, 6 puan değerinde..."
4)"...bunun bilinci içerisindeyiz..."
5)"...Kendi evimizde ve seyircimizin önünde oynamanın avantajını da kullanarak sahadan galibiyetle ayrılmak..."
6)"...yolumuza emin adımlarla devam etmek..."
7)"...ipi göğüslemek..."
8)"...taraftarı mutlu etmek..."

...bir açıklamada 8 kalıp... zaten kaç cümle vardı ki orada...
Bu da futbolumuzun teknik, taktik ve kültürel anlamda en "lider" hali...

adana manisa


Adanaspor Manisaspor maçından bir kare.

17 Nisan 2009 Cuma

futbol ve ihanet


Aziz Yıldırım, zor seride futbolcularının kendine ihanet ettiğini söylemiş, lig ikinciliğin de tehlikeye girdiğini düşünerek.
İhanet sadece Aziz Yıldırım'a mıydı acaba?
Hoş, o anlardaki ruh halinin önlenemez noktaya gelmesi bizi aşan birtakım sosyolojik vs. tahliller içerir.
Merak ettim tribünlerde zengineri görmek isteyen zihniyetin bir aparatı olan F.Gürses bu konuda neler dedi acaba.
Zengin çocukları futbolcu olsun filan demedi mi hala...

8 Nisan 2009 Çarşamba

batuhan


Eskişehir Batuhan'ı kadro dışı bırakmış. Sebebi malum. Bence bunu Eskişehir çok önce yapmalıydı. TV'lere yaptığı "Eskişehir'e Yula için geldim." açıklamasından sonra olabilirdi bu uzaklaştırma. Bence Eskişehir için hayırlı olmuştur bu karar.
Nedir,
Futbol hakikatte bir yetek işi değildir, karakter meselesidir. Nice yeteneğin mum gibi eriyiverdiği nasıl açıklanabilirdi ki yoksa..

1 Nisan 2009 Çarşamba

milli maça dair


Milli takım ikinci maçta da yenildi İspanya’ya.
Baştan söyleyeyim. İçerdeki İrlandalı olmayı göze alarak yazacağım.
1. Milli takım beni gururlandırdı, diyor Rıdvan. Onu gururlandıran takımın ortada kör dövüşü şeklindeki mücadelesiydi galiba. Dedikleri gibi bir alay bal yapmayan arı koşuyordu orada. Eğer bu iyi oynamaksa, iyi oynadık.
2. Semih fanatikleri bana kızabilir. Ama gol dışında, ki o golü atmamak ayıptır artık, ne yaptı Maldonado’dan farklı olarak? Bilmiyorum, göremedim.
3. Neyse ki Arda diye bir adam vardı da bir şeyler yapar gibi olduk.
4. Kendi takımlarında oynamayan veya mecburen oynayan, kerhen oynayan adamlar milli takımda banko hala. Türkiye liglerindeki diğer tüm futbolcular şu milli takımı görünce F. Terim’e ne kadar sitem etseler azdır kanımca.
5. Guiza girer girmez gol pozisyonuyla buluştu. İkincisini hakem ofsayt diye durdurdu, alakası yoktu. Üçüncüsünde golü attırdı. Fenerde Guiza’yı eleştirirken lütfen Alex faktörünü unutmayınız. Üç nokta…
6. Guiza oyuna girince ıslıklandı. Sebebini anlayamadım. Nasıl bir histir o? Acaba diyorum, İspanya’daki maçta Nihat ıslıklandı da mı bir karşılık verildi?
7. Son olarak; milli takımın çok ama çok önüne geçmiş, korkunç bir egoya sahip F. Terim’den bir önce kurtulmak gerekir. Bu yenilgi bu anlamda hayırlı bir yenilgidir. Milli takımın ve hatta Türk futbolunun selameti için bu olmalı artık. Bir tek kral veya kahraman olmalı, o da milli takımın kendisi olmalı. Siyasette, sanatta, sporda yıllardır şu sahte kahramanlardan çok çektik. Yetti artık.