17 Şubat 2011 Perşembe

doğu-batı


Türk futbolu ile Avrupa futbolu arasındaki fark, Doğu ile Batı arasındaki farktır.
Bu fark aynı zamanda, ne yazık ki bir tür medeniyet farkıdır. Evet, üzülerek söylüyorum bunu.
Mucizelerin dışında, makus talihimizi değiştirecek herhangi bir güç yoktur. Çünkü talih de ineceği istasyonu önceden aldığı biletle zaten belirlemiştir,
ha, uyuyakalır da gelir bizim istasyonda sonradan tesadüfen iner.

Çokça inanmak başarı için en önemli etken değildir, olası etkenlerden biridir sadece, bu da pek etkisiz bir etkendir.
Salt inançla bir süre yol alırız, derken direncin acıya dönüştüğü yerde tüm inançlar batıla dönüşür. Sonra bir gol için tüm tribün yer değitirmek zorunda kalabilir, on binlerce kişi... Totem mi? O da çizgi romanlardan kalan bir hatıra olur kalır öylece.
Hakemleri ithal etmek,
yöneticileri ithal etmek,
taraftarı ithal etmek,
futbolcudur, teknik direktördür zaten ithal,
tam bir komprador kültürü...
Mirasyedi zihniyetiyle emek vermeden yol almaya çalışmak, ama aslında çalışmamak...
Öyle,
Türk futbolu ile avrupa futbolu arasındaki fark en yalın ifadeyle Doğu ile Batı arasındaki farktır,
bu da hazin bir farktır...

Hiç yorum yok: